Bandosol adıyla bir araya gelip İzmir Nazım Kültürevi’ni mesken tuttukları sırada, grup üyelerinden hiçbiri müzisyen değildi. Aradan geçen 2 yıla yakın zamandan sonra da içlerinden herhangi birinin böyle bir vasıf taşıdığı söylenemez.

Cüretlerine bakılırsa, bu süre onlara, çalgı çalabildiklerini, hatta üstüne bir de şarkı söyleyebildiklerini düşündürmeye başlamış olabilir. Ancak saygın dinleyiciye, dinleme şevkini daha en baştan kıracak bir kabalık yapmaktan özenle kaçındıklarından, itirafın bu kadarını kendilerinden beklemek haksızlık olur.
Açıkçası, saygın dinleyici ile aralarında, en iyi ihtimalle eşit bir ilişkiden fazlasını istemek kendileri için pek mümkün görünmemektedir. Sokakta müzik yaptıkları çeşitli festivaller veya kitle eylemlerinde dinleyenin değil, eyleyenin yanında olmaları, saygın dinleyici ile buluşma onurundan kendilerini bugüne değin yoksun bırakmıştır. Şimdi albüm yoluyla elde etmiş göründükleri, evinin içine kadar girebilme şansına ise -kuşkusuz- özlemle bekledikleri büyük buluşma gözüyle baktıkları yoktur. Olsa olsa, dinleyenin artık eyleyen olduğu, evlerin ve duvarların ötesindeki gerçek buluşma yerini söyleme hakkına kavuştuklarına inanabilirler.
​Çala çala söyledikleri, aslında bundan ibarettir. Grup, çalışmalarını halen İzmir Karabağlar Sanayi Sitesi’ndeki boş bir atölyede sürdürmektedir.
http://www.bandosol.org